11 Kasım 2011 Cuma

UNFORGIVEN - AFFEDİLMEYEN (1992)


Back to Western...Sergio Leone'nin klasik filmleriyle yoğrulmuş Ağustos - Eylül aylarından sonra western maratonuna geri dönmek -tahminen de son defa- iyi geldi. Hele bir de film bu kadar güzel olunca.

Clint Eastwood'un ne oyunculuğunu ne yönetmenliğini sorgulayacak halim yok. Başımızdan eksik olmasın. Filmin de bir-iki ufak tefek pürüzü haricinde sorgulanacak bir yeri yok. Haftalar boyunca gerek Eastwood'un dünya çapında ün kazanan bir aktöre dönüşmesine önayak olan kendi oynadığı westernleri, gerekse de Sergio Leone'nin diğer westernlerini izledikten sonra tabir-i caizse western'in içinde doğmuş bir ismin elinden westernler'in ve Vahşi Batı ile silahşör kovboyların mitlerini ters yüz eden, bambaşka bir noktadan bakan bir western filmi seyretmek çok büyük keyif oldu. Herşeyi de apaçık söylemeyen, yer yer yorumu seyirciye bırakan senaryosunu çok beğendim. Vahşi Batı'ya attığı o nostaljik ve romantik bakışa ise bayıldım. Kapkaranlık gece bölümleri haricinde gündüz ovalarda, çayırlarda geçen sahnelerindeki resimlere de aynı derecede.  


Benim için eksik kalan bir-iki ayrıntıya gelirsek yıldızlar karması gibi olan kadroda Richard Harris ve Morgan Freeman'ın o kadar da yeterli ve tam kapasite kullanılmamış / kullanılamamış olmaları. Richard Harris'le Gene Hackman'ın berber dükkanının verandasındaki sahnesi müthiş leziz bir düello olmasına rağmen Harris çok çabuk devre dışı bırakıldı. Ona burun kıvırıyorken Morgan Freeman da ağırlığını çok fazla koymadan üstüne düşeni tamamladı. Belki de özellikle Freeman'ın sonraki yıllarda çok daha esaslı performanslarını izlediğimiz içindir bana yetersiz gelmesi. Filmde tek gıcık kaptığım sahne ise, en sonunda Munny kasabadan ayrılmadan önce Big Whiskey ahalisini akıllarını başlarına devşirmesi için uyarırken arka fonda gözümüze gereksizce ve hatta aptalca bir şekilde o Amerikan bayrağını sokmuş olması Eastwood'un. Hiç yakışık almamış kesinlikle. Anlamsız, gereksiz, gösterişçi...Bu filmde yeri olmayan bir şeymiş kesinlikle.

Artık bir vakit western maceram sona erer. İki koca ayı uzun zamandır izlemek isteyip de ertelediğim bütün bu klasik filmlerin toplu gösterimi şekline dönüştürerek oldukça büyük keyif aldım. Keşfedilmeyi bekleyen sıradaki isimse Hayao Miyazaki. Japon anime ustasının filmlerini yavaş yavaş tamamlamak niyetindeyim. Ondan sonra kimbilir hangi yönetmene ya da hangi türe dalarım.



1 yorum: