25 Ocak 2011 Salı

127 HOURS - KAYA VE DUVAR ARASINDA TEK BAŞINA

 

Artık tahmin yürütmek, olur mu olmaz mı demek için vakit geç. Bu sene 27 Şubat Pazar gecesi sahiplerini bulacak olan Oscar ödüllerine aday olan filmler bugün Akademi'den yapılan canlı yayınla açıklandı. Ödül sezonunun en önde gelen ama seyircileri de biraz bölen filmi, Danny Boyle imzalı 127 Hours - 127 Saat toplam 6 dalda adaylık elde etti. İki sene önce 'En İyi Film' ve 'En İyi Yönetmen' kategorileri de dahil toplam 8 Oscar ödülü kazandığı Slumdog Millionaire - Milyoner'den sonra Boyle yine iddialı. 'En İyi Film' ödülü zor belki ama eli boş da dönmeyecektir diye tahmin ediyorum. Özellikle kurgu kategorisindeki en güçlü adaylardan biri. Adaylıklar konusuna az sonra tekrar döneceğim ama öncelikle filmin kendisi hakkında birkaç söz söylemek lazım.

24 Ocak 2011 Pazartesi

BLACK SWAN - KOPAR ZİNCİRLERİNİ SİYAH KUĞU


Ödül sezonu boyunca ortalığın tozunu The Social Network kadar attırmış olmasa da bu senenin en çok beğenilen filmlerinin başında gelenlerden biri de Darren Aronofsky imzalı Black Swan - Siyah Kuğu. Özellikle başroldeki Natalie Portman'ın son derece başarılı performansıyla adından söz ettiren yapım, her filminde farklı bir şeyler deneyen yönetmen Aronofsky'nin de boks ringlerinden bale sahnelerine indiği bir çalışma. Her ne kadar birbirine tamamen zıt iki mecra gibi görünüyor olsalar da Aronofsky'e göre Black Swan bir önceki filmi The Wrestler'ın yakın arkadaşı. Çünkü her iki film de farklı sanat dallarını yansıtmak için oyuncularından zorlayıcı performanslar talep ediyor. Yine de siz hikayenin merkezindeki sanat bale olsa bile izleyeceğiniz filmin tütü giymiş, dokunsanız kırılacak porselen bebeklermişçesine masumluk ve zarafet timsali gibi görünen balerinlerin cicili bicili hayatlarının bir kesiti olduğunu sanmayın. Zira Aronofsky'nin filmi tam da bu imajın taban tabana zıttını gösteren çok sağlam bir psikolojik gerilim filmi.

22 Ocak 2011 Cumartesi

THE SOCIAL NETWORK - FINCHER HAFİF SULARDA


2011 yılı ödül sezonu artık yavaş yavaş nihayete ermeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz Pazar gecesi dağıtılan Altın Küre Ödülleri'nden sonra artık geriye en merak edilen ödüller, yani Oscar'lar kaldı. Bu senenin favori yapımı ise çoktan belli oldu. Şimdiye kadarki törenlerin hemen hepsinde bütün önemli ödülleri silip süpüren 'The Social Network - Sosyal Ağ', Akademi'nin zaman zaman yapmaya pek bayıldığı bir son dakika sürprizi çıkmazsa 'En İyi Film' ve büyük olasılıkla 'En İyi Yönetmen' kategorilerinde büyük ödüle ulaşacak. Böylece yönetmen David Fincher da iki sene önce 'The Curious Case of Benjamin Button - Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi' ile tam 13 dalda aday olduğu Akademi ödüllerinden sadece teknik dallarda üç ödül kazanabildiği gecenin acısını bu sene çıkartacak. Peki 'Sosyal Ağ' nasıl bir film ve Fincher'ın filmografisinde nasıl bir yerde duruyor. Bakalım...

8 Ocak 2011 Cumartesi

HARRY POTTER COLLECTION (YEARS 1-7)

Dosyayı bitirdim ama yapılması gereken son bir şey kaldı. Geride bıraktığımız bütün filmlerin soundtracklerinden (7.1 de dahil) özel olarak seçtiğim parçalar eşliğinde 10 yıllık macerayı bir de müzikler eşliğinde özetlemek ve anmak için özel bir "Best Of" toplaması sunmak.

4 Ocak 2011 Salı

 HARRY POTTER : ON YIL (KAPANIŞ)

İşte iyisiyle-kötüsüyle, acısıyla-tatlısıyla Harry Potter'la geçen 10 yılın hikayesi. Kitaplardan filmlere geçilirken uyarlamalarda yapılan tercihler ve bazı yönetmen seçimleri dolayısıyla çok eleştiriler alan ve kitapların fanlarıyla arası bir türlü güllük gülistanlık olamayan, ama bir türlü de vazgeçilemeyen Harry Potter serisi, önümüzdeki ay 19 Kasım'da ilk yarısı, ardından 15 Temmuz 2011'de ikinci yarısı gösterime girecek olan 7. film Ölüm Yadigârları'yla birlikte sinemaya veda edecek. Kişiler bazındaki istisnaların kaideyi bozmayacağını göz önünde bulundurarak genel duruma göre rahatlıkla söyleyebiliriz ki, 2001'den bugüne kadar gelen dönemde zamanında çok eleştirilmiş ve hakkında kötü söylenmiş bir çok Harry Potter filmi, yıllar geçtikçe daha sakin ve daha olumlu yorumlar alarak daha fazla sevilir oldular. "Yılların geçmesi bir şeyi değiştirmeye yetmez" diyecek olan seyirciler için bile film serisi, bir daha kolay kolay biraraya getirilmesi mümkün olmayan devasa oyuncu kadrosu, Hollywood ve İngiliz film sektörünün en kalifiye teknik ekiplerinden birkaçı, yaptıkları işlerle alanlarında her daim saygı ve övgü kazanan bestecileri, görüntü yönetmenleri ve yapım tasarımcısının kaliteli çalışmaları ile her zaman bir şans verilmeyi hakedecek kadar iyi ve 2000'ler popüler sinemasının ilk 10 yılına damga vuran, belirleyici olan bir dev prodüksiyon. Yıllar geçtikçe Star Wars - Yıldız Savaşları serisi gibi yoğun bir nostalji duygusu yaşatıp eski güzel günleri hatırlatma potansiyeline fazlasıyla sahip olduğu ve daha uzun yıllar boyunca izlenmeye devam edeceği de kesin gibi.

Yazar J.K. Rowling sözünden geri dönüp yeni kitaplar yazmaz ve WB. para hırsıyla sağdan soldan yeni filmler çıkartmaya uğraşmazsa, bildiğimiz Harry Potter serisi artık bitiyor. Kimbilir, belki başrol oyuncusu Daniel Radcliffe'in dediği gibi bir 30 yıl sonra filmlerin yeniden çevrimleri yapılır ve şimdiki seride başrolleri paylaşan genç oyuncular o yeniden çevrimlerde Hogwarts profesörleri rolünde konuk oyuncular olarak görünürler. Kitapları okumayan seyirciler final filmleri için ne bekleyeceklerini bilmeden, savunmasız bir şekilde bekliyorlar. Final macerasını beğenip beğenmeyecekleri belli olmaz. Filmlerden umduğunu bulamayan fanlar içinse bu son macera için söyleyebileceğim tek bir şey var : Kitapları okudunuz, öyküleri çok iyi biliyorsunuz. Elinizde son bir Harry Potter filmi kalmışken arkanıza yaslanıp, kitaptan çıkanı-değişeni çok fazla kafaya takmadan keyifli birkaç saat geçirip bu maceraya da hoşçakal deyin. Çünkü kitap serisi ne olursa olsun bu film serisi sadece Harry'nin serisi..."Sadece Harry"nin...
 
 HARRY POTTER : ON YIL
BÜYÜCÜLER DÜNYASINDAN EĞLENCELİ TRIVIALAR (3)

- Geride bıraktığımız 10 yıl içinde filmlerde eğlenceli hoş tesadüfler de oldu, film çalışanları bazı küçük espriler yaptılar, sette kaçınılmaz olarak bol bol eğlenceli dakikalar yaşandı. En bilinenlerine kısaca bir göz atalım :

BÜYÜCÜLER DÜNYASINDAN EĞLENCELİ TRIVIALAR (2)

- Filmlerdeki göndermeler bunlarla sınırlı değildi. Örneğin 3. film Azkaban Tutsağı'nda Hızır Otobüs'ün uyarı sistemi gibi çalışan Küçülmüş Kafa'nın sarfettiği "Little old lady at twelve o'clock! - Saat 12 yönünde yaşlı kadın var!" repliği yönetmen Tim Burton'ın 1992 tarihli 2. Batman filmi  Batman Returns - Batman Dönüyor'da Penguen karakterini canlandıran Danny DeVito'nun sarfettiği repliğin aynısıydı. Küçülmüş Kafa'yı da filmde Şişman Hanım'ı canlandıran Dawn French'in kocası Lenny Henry seslendiriyordu.

BÜYÜCÜLER DÜNYASINDAN EĞLENCELİ TRIVIALAR

Dosyanın başından beri serideki oyuncular, yönetmenler, senaristler, besteciler, görüntü yönetmenleri ve filmlerin kendileri hakkında en dikkat çeken bilgileri, bilinmeyen noktaları paylaştım, uyarlamaların nasıl yapıldığını anlatıp, filmlerin gösterime girdikleri zaman aldıkları eleştirileri ve geçen yıllar içinde haklarında değişen yorumları aktardım. Dosyayı kapatmadan önce son olarak çok daha eğlenceli "trivia" bilgileri paylaşmak istiyorum. Seri hakkında söylenmesi gereken, bilinmeyen ya da dikkat çekmediğini düşündüğüm 3-5 bir şey daha kaldı ama onlar daha magazinel, daha keyifli detaylar. O halde buyurun, başlayalım.

MÜZİKLER, LENSLER, SETLER - SİHRİN KAMERA ARKASINDAKİ İSİMLER

Artık son bölüme geçip, yavaş yavaş toparlanmanın zamanı geldi. Ancak 3. bölüme geçmeden önce isimleri ve resimleriyle adlarını anıp, film serisine yaptıkları unutulmaz katkıları hatırlatmam gereken birkaç kişi daha var. Filmlerin bestecileri, görüntü yönetmenleri ve yapım tasarımcısı.

3 Ocak 2011 Pazartesi

MELEZ PRENS (ELEŞTİRİLER)

Filmler ne kadar kötü eleştiri alırsa alsın, her yeni Potter filmi merakla beklenmeye devam eder. Son iki filmin yurtdışında karışık ama çoğunlukla olumlu, Türkiye'de ise çoğunlukla olumsuz eleştiriler almış olmalarına rağmen meraklıları 6. film için de gün saymaya başlamış, 21 Kasım 2008 tarihinin bir an önce gelmesini bekliyorlardı. Tam bu sırada WB. sabırsızlıkla bu tarihi bekleyen sinema seyircilerini çok kızdıran bir karar alarak filmi tam 8 ay ileri bir tarih olan 15 Temmuz 2009'a kaydırdı. Böyle bir şey serinin tarihinde ilk kez oluyordu ve ilk defa iki Potter filminin arasına tam 2 yıllık bir ara girmiş oluyordu. Stüdyo bu kararının sebebini o sene gösterime girip ortalığı altüst eden The Dark Knight - Kara Şövalye'den yeteri kadar para kazanmaları ve nispeten zayıf geçecek olan yaz dönemini Harry Potter ile güçlendirmek istemeleri olarak açıkladı. Film ayrıca son iki filmin PG-13 sınıflandırmasından sonra tekrar PG sınıfına düşerek bu anlamda da seriye bir geri adım attırdı. Nihayet 15 Temmuz 2009 tarihi gelip film gösterime girdiğinde ise ilk defa olarak yurtdışı ve Türkiye çapındaki eleştiriler taban tabana zıt noktalara düştü.

ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI (ELEŞTİRİLER)

11 Temmuz 2007, ABD...12 Temmuz 2007, İngiltere...Yine standart 1.5 senelik bekleyişten, filmin beyin takımında yönetmenden senariste, hatta besteciye kadar yapılan radikal değişikliklerden ve şaşırtıcı bir şekilde serinin en kalın kitabının şimdiye kadarki en kısa film olacağının açıklanmasından sonra, müthiş fragmanların da etkisiyle çok büyük bir merak içinde beklenen 5. film Zümrüdüanka Yoldaşlığı gösterime girdi. 3. film Azkaban Tutsağı'yla yeni bir yöne saparak ciddileşen seri, o yoldan sapmadan kendi içinde ikinci bir yol ayrımına gelmişti. Serinin "Voldemort Öncesi" dönemi kapanmış, "Voldemort Sonrası" dönemi başlamıştı. Hermione karakterinin 4. filmin sonunda söylediği gibi "Artık her şey değişecek"ti. Filmler daha da olgunlaşacak, tempo daha da yavaşlayacak, her bölümde gitgide daha da karanlıklaşan seride sihirli ışıltılar son demlerini yaşamaya başlayıp yerlerini yavaş yavaş dram türüne bırakacaktı. Ve bu yeni gidişat kimilerini memnun, kimilerini de sinir edecekti.

ATEŞ KADEHİ (ELEŞTİRİLER)

Takvimler 18 Kasım 2005 gününü gösterdiğinde 4. film Ateş Kadehi tüm dünyada aynı anda gösterime girdi. Bir önceki film Azkaban Tutsağı geride kalan 1.5 sene içinde serinin en iyi filmi olarak yerini sağlamlaştırıp kendi efsanesini kurmaya başlamıştı bile ama aynı zamanda serinin en az hasılat yapan filmi olduğu için de oldukça karanlık ve "serbest" bir film çeken yönetmen Cuaron'la yollar ayrılmış, ilk defa bir İngiliz yönetmen, stüdyonun isteklerine daha çok uyup Chris Columbus gibi serinin ana yapısından çok fazla sapmayacak olan Mike Newell getirilmişti. Ateş Kadehi PG-13 sınıflandırması alan ilk bölüm olarak da Harry Potter tarihindeki yerini aldı. Eleştirilere gelirsek :

AZKABAN TUTSAĞI (ELEŞTİRİLER)

Gelelim serinin dönüm noktası olan 3. film Azkaban Tutsağı'na. İlk iki filmden sonra Chris Columbus'un gidişi ve Alfonso Cuaron'un gelişiyle seri köklerinden kopmadan yepyeni bir yöne sapmış, Cuaron'un getirdiği bu ciddi, olgun ve daha karanlık yaklaşım ilk defa olarak seriyi sadece bir gişe canavarı olmaktan kurtarıp bir sinema filmi olarak da saygın bir yere taşımıştı. Seriyi takip eden hemen herkesin bildiği gibi Azkaban Tutsağı, 6 filmin içinde en saygı duyulan, en çok hürmet gösterilen film. O kadar ki kendisinden sonra gelen her bir yeni filmin ne kadar iyi olduğu belirtilmek istendiğinde referans gösterilip karşılaştırmaya sokulan "kült" film de yine o. Ama ben bu başarı öyküsüne biraz daha farklı bir noktadan bakıp, hafızaları biraz daha iyi tazelemek istiyorum. Çünkü şimdilerde laf kondurulamayan bir konuma gelen Azkaban Tutsağı İngiltere'de gösterime girdiği 31 Mayıs 2004 ve ABD'de gösterime girdiği 4 Haziran 2004 tarihlerinde o kadar da müthiş eleştiriler alamamış bir film.
 
SIRLAR ODASI (ELEŞTİRİLER)

2. film Sırlar Odası 14 Kasım 2002'de bu kez önce ABD'de, hemen bir gün sonra 15 Kasım 2002'de de İngiltere'de gösterime girdi. Yönetmen yine Chris Columbus'tu ve önceden belirttiğim gibi filmde kitaba ilk filmden bile daha fazla sadık kalmıştı. Film kendisi de aynen ilk filmin izinden gidiyordu. Bu seferki eleştiriler şöyle şekillendi :

FELSEFE TAŞI (ELEŞTİRİLER)

Uzun süren meraklı bekleyişler ve dört bir yanı saran Harry Potter reklamlarından sonra en nihayetinde 4 Kasım 2001 tarihinde ilk film Felsefe Taşı anavatanı İngiltere'de, iki hafta sonra 16 Kasım 2001'de de sermaye sağlayıcısı Amerika Birleşik Devletleri'nde gösterime girdi. Türkiye'nin durumu biraz daha farklı oldu. Öncelikle yurtdışında ilk filme gelen eleştirilere bir bakalım :

FİLMLER ELEŞTİRİ OKLARININ UCUNDA

Geride bıraktığımız 6 filmde, her bir bölüm başına kitapların sinemaya uyarlamaları ve uyarlanma mantıkları işte böyleydi. Gelelim dosyanın en ilgi çekici ve keyifli olacağını düşündüğüm bölümüne : Filmlerin gösterime girdikleri zaman aldıkları eleştirilere ve zaman içinde değişen görüşlere. 

ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI VE MELEZ PRENS (UYARLAMALAR)


Zümrüdüanka Yoldaşlığı :
 
5. filme gelindiğinde durum o kadar absürd bir hâl almaya başladı ki serinin tarihinde ilk defa resmen filmin adı başka, odağı başka bir şey oldu. Sonbahar filmi olarak başlayan seriyi kitapların giderek kalınlaşması ve beyazperdeye aktarılmalarının da iyice meşakkatli hale gelmesi nedeniyle 1.5 sene arayla gösterime sokmaya başlayan WB., yaz dönemine denk gelen bölümlerin sürelerini de sonbahar döneminde gösterime girenlere göre bariz şekilde kısa tutma politikası izliyordu. Bunca kritik detay barındıran bir kitap serisinin filmleri için şüphesiz ki talihsiz olan bu tutumdan etkilenen ilk film 3. bölüm Azkaban Tutsağı olmuştu. Kitap serinin en kalın kitabı değildi belki ama o sırada filme aktarılan en uzun ve detaylı kitaptı. Buna rağmen serinin en kısa filmi olmuş, kitabın bir sürü önemli detayı senaryonun kıyısından bile geçememişti. Filmi yaz aylarına denk gelen diğer bir bölüm olan 5. kitap ise resmi olarak serinin en uzun, en kalın kitabıydı ve sadece kendi içindeki entrika için değil, ardından gelecek bölümler için de o kadar önemli ipuçları barındırıyordu ki filmin 3. filmden bile kısa tutularak, serinin en kısa filmi olacağı duyurulduğu zaman beklentilerin minimuma indirilmesi gerektiği anlaşıldı. Buna rağmen karşılarında buldukları filmin gelmek üzere olduğunu, 7 yıllık deneyimden sonra uyarlamalara bir nebze olsun alışmış olan seyirciler bile tahmin edememişti. 

AZKABAN TUTSAĞI VE ATEŞ KADEHİ (UYARLAMALAR)


Azkaban Tutsağı :
 
İlk iki film birer sene arayla gösterime sokulup seriye hızlı bir giriş yapıldıktan, emekleme dönemleri atlatıldıktan sonra 3. kitabın ilk ikisinden daha kalın ve detaylı olması nedeniyle WB. filmlerin vizyona girme aralıklarını 1.5 seneye çıkardı. Aslen bir sonbahar filmi olarak başlayan seri bundan sonra yaz aylarına da denk gelmeye başladı. 2. ve 3. film arasında biraz durup soluklanan yapımcılar, filmlerin aldığı tepkileri daha iyi bir şekilde değerlendirme fırsatı buldular ve uyarlamalar konusunda sıklıkla dile getirilen "kitaplara gereğinden fazla sadık" yorumlarının üzerinde özellikle durarak, filmlerin kaderini belirleyecek kritik bir yön değişikliğine gitme kararı aldılar.

FELSEFE TAŞI VE SIRLAR ODASI (UYARLAMALAR)

Kitap serisi ve film serisini birbirinden ayırt etmek için öncelikle şunu söylemek lazım :


Her ikisi için de bu seri Harry Potter adındaki küçük bir çocuğun 11 yaşından 17 yaşına varması, yani büyüyüp adam olmasının hikayesi. Ama yazar Rowling'in deyimiyle sadece kitap serisi aynı zamanda da büyücüler dünyasının hikayesi. Film serisi içinse bu hikaye sadece Harry'nin ve onun büyümesinin hikayesi, fazlası değil.

BİR UYARLAMA OLARAK HARRY POTTER!

Gelelim dosyanın 2. bölümüne, yani filmlerin kendilerine.

BÜYÜK FİNALE 1 KALA : MELEZ PRENS'İN SAKİNLERİ

Ve dosyanın ilk bölümünde geldik son durağa. Yani serinin gösterime girmiş olan son bölümü Melez Prens'in dikkat çeken oyuncularına.

ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI - MARLA SINGER HARRY POTTER'DA !

Kaldığımız yerden devam eder ve 5. filmle birlikte serinin devasa oyuncu kadrosuna katılan yeni isimlere gelirsek :

DAVID YATES'İN GELİŞİ VE SERİDE DEĞİŞİM RÜZGÂRLARI

Dosyanın bu ilk bölümünde sadece seride yer alan ya da alması gündeme gelen ama bir şekilde alamayan oyunculara dair bilgileri veriyor, filmlerle ilgili dikkat çekici ufak notları da aralara serpiştiriyorum bildiğiniz üzere. Ama tam bu noktada bir seferlik bir değişiklik yapmak ve 5. film Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın prodüksiyon aşamasında yaşanan gelişmeler için tamamen ayrı bir bölüm açmak zorundayım. Çünkü söz konusu gelişmeler, serinin neredeyse bağımsız bir Avrupa yapımıymışçasına yeni baştan yaratılması gibi hatrı sayılır önemde gelişmeler.

ATEŞ KADEHİ'NDEN ÇIKAN YILDIZLAR

Takvimler 2005 yılını göstermeye başladığında film serisinde de ilginç gelişmeler yaşanmaya başladı. Öncelikle serinin en başarılı filmi olarak kabul edilen 3. filme imza atan Alfonso Cuaron'la yolların ayrılıp, tam da hikayenin iyiden iyiye karanlık sulara dalmaya başladığı noktada yönetmenlik koltuğuna, en ünlü filmi Four Weddings and a Funeral - Dört Nikah Bir Cenaze olan ve daha çok romantik komedilerdeki başarısıyla tanınan İngiliz yönetmen Mike Newell'ın getirilmesi akıllarda soru işaretleri yarattı. Ardından serinin tarihinde ilk defa bir kitabın, çok kalın ve detaylı olduğu için ikiye bölünerek iki film halinde sinemaya uyarlanması gündeme geldi. Yönetmen Mike Newell kitabı tek filme sığdırabileceğini söyleyerek stüdyoyu ikna eden ve bu ihtimalin rafa kaldırılmasına önayak olan isim oldu. Ve son olarak oyuncu kadrosuna yeni katılacak isimlere dair ilk defa çok ilginç oyuncuların isimleri gündeme gelmeye başladı. İşte 2004 sonu 2005 başlarında, 4. filmin şapkadan çıkartılması döneminde yaşanan ilginç gelişmeler :

AZKABAN TUTSAĞI 
(YENİ KARAKTERLER - USTA İSİMLER 2)

4. Serinin 3. filmle birlikte bünyesine dahil ettiği ufak ama en önemli değerlerden birisi de yılların aktrisi, güzeller güzeli Julie Christie'nin konuk oyunculuğuydu. Harry Potter dünyasında, sakinleri tamamen büyücü toplumundan oluşan tek yerleşim yeri Hogsmeade Köyü'ndeki belki de en popüler mekan olan Üç Süpürge Hanı'nın sahibesi ve işletmecisi, Ron'u bile bir hoş eden orta yaşlı, şuh hanımefendi Madam Rosmerta rolü için biçilmiş kaftan gibiydi Julie Christie ve varlığıyla hem filmi hem de seriyi onurlandırdı. Ancak bu bölüm haricinde 4. ve 6. kitaplarda da rolü olan Madam Rosmerta karakteri sadece 3. filmde yer aldı ve yazık ki Julie Christie seyircileri güzelliği ve oyunculuğundan mahrum bırakmak zorunda kaldı. Üstelik Madam Rosmerta karakterinin 6. kitaptaki rolü ufak da olsa önemli bir roldü. Üç Süpürge Hanı'nı ise 6. filmde tekrar gördük ama Madam Rosmerta ortalıklarda yoktu.


AZKABAN TUTSAĞI 
(YENİ KARAKTERLER - USTA İSİMLER)

Dosyaya ilk başladığımda serinin 1997 yılında başlamasına rağmen fenomene dönüşmesinin 3. kitap Azkaban Tutsağı'nın piyasaya çıktığı 1999 yılında olduğunu belirtmiştim. İlk iki kitap da çok keyifliydi ama hikaye asıl olarak 3. kitapla açılmaya başlıyordu ve Rowling'in hayal gücü ilk defa bu kitapla birlikte bu derece at koşturuyordu. Kitapların bu durumu ilginç şekilde filmlere de yansıdı. Chris Columbus'un yönetmenlik koltuğundan çekilmesiyle birlikte yerine gelen Alfonso Cuaron'un ellerinde kalite gittikçe artarken filmlerin oyuncu kadrolarında da gözle görülür değişiklikler olmaya başlamıştı. İlk iki filmde de Richard Harris, Maggie Smith, Alan Rickman, Kenneth Branagh vb. gibi son derece deneyimli ve duayen isimler rol almıştı ama 3. filmden itibaren durum iyiden iyiye yıldızlar geçidine dönüşmeye başladı. O kadar ki ilk iki filmle hiç işi olmamış sinemaseverler bile, sırf bir-iki ismin hatrına ilk kez olarak Harry Potter izlemeye gönüllü oldu. Ancak ilk iki filmin aksine bu filmle birlikte kadroya katılan bazı oyuncuların performansları tartışma konusu olmaya başladı. Kurtadam Remus Lupin rolüyle David Thewlis'in serinin kadrosuna dahil olduğunu söylemiştik. Şimdi diğer isimlere ve hikayelerine bir bakalım :

SIRLAR ODASI (KADRO GENİŞLİYOR)

Kitapların film hakları satın alındı, yönetmen, senarist, besteci ve oyuncular belirlendi, Ekim 2000'de çekimler başladı ve film 4 Kasım 2001'de hikayenin ana vatanı İngiltere'de, 16 Kasım 2001'de Amerika'da gösterime sokuldu. Kitap serisinin popülaritesinin zirvesinde olduğu ilk dönemlerde gösterime giren film dünyanın dört bir yanında kitabın milyonlarca hayranını ve meraklı sinemaseverleri salonlara topladı, gişe rekorları altüst oldu ve en fazla keyifli bir aile-çocuk filmi olması beklenen film, popüler sinemanın ortasına bomba gibi düştü. Filmin aldığı tepkileri, diğer filmlerle birlikte daha sonra paylaşacağım. Öncelikle seriden gelip geçen oyuncularla ilgili bilgilerle devam etmek istiyorum.

2 Ocak 2011 Pazar

İLK ADIMLAR (3)

Harry Potter film serisi, asıl olarak başroldeki küçük oyuncuların maceralarına odaklansa bile bir önceki mesajda Sevin Okyay'ın ağzından aktardığım gibi aynı zamanda da müthiş bir İngiliz duayen oyuncular kumpanyası. 10 yıllık süre zarfında belli başlı birkaç büyük isim haricinde yolu büyücüler dünyasından geçmeyen isim kalmadı gibi. O kadar ki önümüzdeki ay ilk bölümü gösterime girecek final filmlerinin çekimleri başlamadan önce bazı oyuncular, seride henüz rol almamış olmalarından duydukları dışlanmışlık hissini şaka yollu bir tavırla belirttiler. Aslında yazar Rowling'in oldukça tartışılan ve zaman zaman da eleştirilen bir kararıydı bu. Kitabını ve kahramanlarını tamamıyla Amerikan sinema sektörüne teslim etmek istemeyen Rowling, hikaye gereği başka milletlerden olan karakterler haricindeki genç-yaşlı bütün oyuncuların İngiliz olması şartını koşmuştu. Bu karar neticesinde belki de kitaptaki tasvirlere çok daha iyi uyup, daha iyi hayat verebilecek Amerika'lı oyuncular ister istemez devasa projenin dışında kaldılar. Ancak öyle isimler de gelip geçti ki, seri ilerledikçe filmleri daha bir ilgiyle takip etmek için başlıca sebep oldular ve kimi klasik Shakespeare oyuncusu tiyatro kökenli bu isimler tam da yazar Rowling'in düşlediği şeyi başarıp karakterlerin ve hikayenin İngiliz kökenlerini, herhangi bir aksan taklidi yapmalarına gerek kalmadan birebir hissettirdiler. İlerleyen filmlerde seriye dahil olan oyunculardan zamanı gelince bahsedeceğim, şimdilik en çekirdek kadrodaki bazı isimlerle ilgili bilgileri paylaşmak istiyorum.

İLK ADIMLAR (2)

1. kitap hariç serinin kitaplarının Türkçe çevirilerini oğlu Kutlukhan Kutlu'yla yapan, aynı zamanda da sinema yazarı olan Sevin Okyay'ın 2002 yılında Sinema dergisinde yazdığı üzere "Harry Potter filmleri İngiliz duayen oyuncular karması olması açısından Robert Altman'ın 'Gosford Park'ıyla yarışır." Bu sözler yazıldığı zaman daha serinin 2. filmi yeni gösterime girecekti. 10 yıl ve 6 filmden sonra (7. filmi de dahil edersek) artık seride oynamayan İngiliz aktör ve aktris kalmadı gibi. Özellikle ilk filmlerde küçük oyuncuların yetersiz kaldığı yerlerde, çoğu tiyatro kökenli olan deneyimli oyuncular durumu dengeliyor ve filmleri oyunculuk olarak izlenmesi zevkli hale getiriyorlardı.

İLK ADIMLAR

Dosyaya başlamak için en uygun nokta, serinin ilk filmi Felsefe Taşı'nın çekimlerine başlanmadan önceki hazırlık dönemi ve artık birçok kişinin çok iyi bildiği bir hikaye.

HARRY POTTER : ON YIL



Önümüzdeki Temmuz ayında - yani Temmuz 2011'de - sinema tarihinin en büyük ve en istikrarlı serilerinden biri daha sona erecek. Fantastik edebiyat kulvarında bir anlamda devrim yapan ve çığır açan, başarısı fantastik edebiyat janrıyla da sınırlı kalmayıp genel anlamda edebiyatın ana çatısı altında da kabul gören 7 kitaplık fenomen seri Harry Potter'ın kitaplarından uyarlanan filmler son 10 yıllık dönemin en sevilen ve en çok izlenen yapımları arasına girdiler. Hatta finansal olarak o kadar büyük bir başarı elde ettiler ki, ilk 6 filmin toplam hasılat rekoru Harry Potter'ı tüm zamanların en çok hasılat elde eden serisi yaptı. Gösterime girecek son iki bölümle birlikte bu ünvanın perçinleneceği ve domestik olarak Star Wars serisini de yerinden edeceği kesin gibi.

Bir edebiyat uyarlaması olarak Harry Potter serisi geride kalan 10 yıl boyunca çok eleştirildi. Fanların gözünde hiçbir film asla kitabın tadını veremedi, kitapları okumayan sinema seyircisi ise serinin sıklıkla karşılaştırıldığı Star Wars ya da Yüzüklerin Efendisi serilerine gösterdiği coşkulu ilgiyi Harry Potter serisine hemen hemen hiç göstermedi. Ancak ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, ne kadar zayıf olduğu söylenirse söylensin seri her yeni filmiyle ilk günkü gibi yüksek gişe hasılatları elde etmeyi ve sinema seyircisini salonlara toplamayı iyi bildi. Kısa aralıklarla gösterime giren 6 film de bütün eleştirilere rağmen finansal anlamda baş döndüren rakamlara ulaşarak bu kadar uzun soluklu olmasına rağmen ne kadar istikrarlı bir seri olduğunu her defasında kanıtladı.

Online sinema dergisi Arka Pencere'nin hazırladığı 2000'ler dosyasında denildiği gibi ister sevin ister sevmeyin, Harry Potter 2000'ler sinemasının biz sinemaseverlere armağan ettiği en meşhur kahraman. Ben de bu nedenle bu gözlüklü kahramanla vedalaşmadan önce geride bıraktığımız 10 koca yılın muhasebesini yapan bir dosya hazırlamak istedim. Seriden bugüne kadar gelmiş geçmiş oyuncular, geçmek istemiş ama geçememiş oyuncular, yönetmenler, filmlerin gösterime girdikleri zaman aldıkları tepkiler ve yıllar geçtikçe değişen yorumlar, unutulan ya da hiç bilinmeyen ilginç detaylar ve trivia bilgiler olmak üzere hafızalarımızı bir tazeleyelim ve önümüzdeki ay ilk bölümü gösterime girecek olan büyük finale bir de bu şekilde hazırlanalım dedim. Dosyanın başlığını da seride çok defa adı geçen, ünlü sihir tarihçisi Bathilda Bagshot'ın meşhur Hogwarts : Bir Tarih kitabına gönderme olarak Harry Potter : On Yıl olarak belirledim. Uzun soluklu bir yazı dizisi olacak. Umarım hoşunuza gider.