3 Ocak 2011 Pazartesi

SIRLAR ODASI (KADRO GENİŞLİYOR)

Kitapların film hakları satın alındı, yönetmen, senarist, besteci ve oyuncular belirlendi, Ekim 2000'de çekimler başladı ve film 4 Kasım 2001'de hikayenin ana vatanı İngiltere'de, 16 Kasım 2001'de Amerika'da gösterime sokuldu. Kitap serisinin popülaritesinin zirvesinde olduğu ilk dönemlerde gösterime giren film dünyanın dört bir yanında kitabın milyonlarca hayranını ve meraklı sinemaseverleri salonlara topladı, gişe rekorları altüst oldu ve en fazla keyifli bir aile-çocuk filmi olması beklenen film, popüler sinemanın ortasına bomba gibi düştü. Filmin aldığı tepkileri, diğer filmlerle birlikte daha sonra paylaşacağım. Öncelikle seriden gelip geçen oyuncularla ilgili bilgilerle devam etmek istiyorum.

1. 1. film gösterime girip ortalığı katıp karıştırdıktan sonra Hollywood'daki dedikodu kazanı en hararetli şekilde kaynamaya başladı. Hollywood'un önde gelen isimleri Harry Potter serisinde oynamak için istekli olduklarını belirten mesajlarını dillendirdiler. Ya da basına bu şekilde yansıtıldı. İlk filmin muazzam başarısından etkilenip serinin 2. filminde rol almak istediği dedikodularının ortalıkta dolaştığı isimlerden biri de Nicole Kidman'dı. Kidman Avustralya kökenleri olsa bile Amerika, Hawaii doğumlu bir oyuncuydu ve seride Amerika'lı hiçbir ismin oynamayacağı biliniyordu. Üstelik 2. kitapta Kidman'ın oynayabileceği bir karakter de yoktu. Buna rağmen bu tür haberler bir süre sağda solda dolandı.


2. Harry Potter gibi bol karakterli, oldukça uzun soluklu bir seride çeşitli oyuncular çeşitli karakterler arasında gidip geldiler. Birine uymayan diğerine uygun oldu ve bir şekilde seride yerini aldı. İlk filmdeki David Thewlis - Ian Hart paslaşması bunun ilk örneğiydi. 2. filmde ise hikayenin ana karakterlerinden biri olan, yeni KSKS profesörü Gilderoy Lockhart için benzer bir durum yaşandı. Büyücüler dünyasındaki genç - yaşlı bütün bayanların aşık olduğu, pek yakışıklı ama sahtekar Gilderoy Lockhart karakterini aslında Hugh Grant canlandıracaktı. Ancak Grant'in takvimiyle WB.'un takvimi uyuşmayınca rol deneyimli oyuncu ve aynı zamanda da yönetmen olan Kenneth Branagh'a gitti. Hugh Grant'in adı sonradan 6. film için yine anılacaktı.


3. Bu filmde Harry'nin can dostu Ron'un babası Arthur Weasley de seriye dahil oldu. Mark Williams adı belki pek bilinmiyordu ama dikkatli sinema seyircileri aslında kendisini tanıyorlardı. Williams, 1998 yılının 7 Oscar'lı sürpriz filmi Shakespeare in Love - Aşık Shakespeare'deki kekeme tiyatro sevdalısını canlandırmıştı. 


4. Ve 2. filmle ilgili en tuhaf yanlış anlaşılma. Film gösterime girdikten sonra fanlar arasında bir süre boyunca yazar J.K. Rowling'in de filme rol aldığı konuşuldu. Yanlışlıkla karanlık büyücülerin alışveriş mekanı Knockturn Yolu'na giden Harry'e tuhaf bir gülümseme fırlatıp, sonra da yolunu kaybedip kaybetmediğini soran kötücül cadının yazar Rowling'in ta kendisi olduğu söylentileri aldı yürüdü. Böyle bir şey yalanlanmış olsa bile bazı fanlar bir süre boyunca bunu konuştular. Ancak ortadaki çok basit bir yanlış anlamaydı. Filmin cast listesini eksiksiz bir şekilde takip etmeyen kişiler, adı sanı da belli olmayan bu karakteri kimin canlandırdığını bulamayınca böyle bir söylentiye imza atmış oldular. Halbuki bu isimsiz cadıyı Jenny Tarren isimli bir İngiliz oyuncu canlandırmıştı. Ancak şunu hatırlatmakta fayda var ; film yapımcıları ilk filmde yazar Rowling'e gerçekten de oyunculuk konusunda teklif götürmüşlerdi. Teklif edilen rol de Harry'nin annesi Lily Potter'dı. Ancak oyunculuk konusunda en ufak bir yeteneği dahi olmadığını söyleyen Rowling teklifi reddetmiş ve rol de Geraldine Sommerville'e gitmişti. Ortada böyle bir gerçeğin olması da 2. filmdeki bu dedikodulara sebep olmuştu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder