3 Ocak 2011 Pazartesi

FELSEFE TAŞI VE SIRLAR ODASI (UYARLAMALAR)

Kitap serisi ve film serisini birbirinden ayırt etmek için öncelikle şunu söylemek lazım :


Her ikisi için de bu seri Harry Potter adındaki küçük bir çocuğun 11 yaşından 17 yaşına varması, yani büyüyüp adam olmasının hikayesi. Ama yazar Rowling'in deyimiyle sadece kitap serisi aynı zamanda da büyücüler dünyasının hikayesi. Film serisi içinse bu hikaye sadece Harry'nin ve onun büyümesinin hikayesi, fazlası değil.

Bu nedenle özellikle 3. filmden başlayarak kitaplardaki olaylarda sadece Harry karakterini birinci dereceden ilgilendiren olaylar filmlere alınıp geri kalanı acımasızca denebilecek bir şekilde senaryoların dışında bırakıldı. Bu da bütün güzelliği o küçük detayları ve yan hikayelerinde saklı olan, entrikası bunca muazzam bir serinin filmleri için ne yazık ki talihsiz bir seçim oldu. 7 filmin 6'sının senaristliğini yapan Steve Kloves, 2001'de bu projenin şimdiye kadar el attığı en zorlayıcı iş olduğunu söylemişti. Bakalım sadece 5. film için gelip giden Michael Goldenberg'le birlikte nasıl işlere imza atmışlar.

Felsefe Taşı :
 
Dosyanın en başında WB.'un, kitapların biraz aksine filmlerin daha çok aile dostu, küçük çocukları mümkün olduğunca ürkütmeyecek, gişe dostu filmler olmasını istediğini belirtmiştim. Yönetmen Chris Columbus ve senarist Steve Kloves'un ilk filmdeki amaçları, filmlerin temelini sağlam atabilmek için kitaba mümkün olduğu kadar sadık kalmaktı. O kadar ki olay örgüsünü yer yer neredeyse sayfa sayfa aynen takip edecek kadar. Filmin belki de en büyük sorunu öykünün baş kahramanının Harry olması gerekirken filmde üç tane başrol olmasıydı. Muhteşem üçlü film boyunca her yere birlikte gidiyor, her şeyi birlikte yapıyorlardı ve hikaye aynı anda üç başlıymış gibi bir izlenim veriyordu. Yepyeni bir dünyayı keşfetmenin heyecanıyla yaşanan çocuksu maceralar iyi hoştu ama Harry karakterinin duygusal dünyası, haliyle filmin duygusal temeli havada kalıyor, sadece bol aksiyonlu ve macera dolu bir ilk film ortaya çıkıyordu. İlk kitabın sihirli dünyayı ve karakterleri ilk kez tanıtmasından hareketle filmin senaryosu da farklı karakterleri tanıtmak amaçlı, farklı farklı bir çok küçük maceradan oluşuyor, asıl hikaye de bu yan hikayelerden biri gibi kalıyordu. Ayrıca film WB.'un isteğine de birebir uyuyordu : "11 yaşındaki bir çocuk için, hayat sihirli bir masal olmalıdır." Haliyle uyarlandığı kitap da serinin en masum kalan bölümü olsa bile ortaya çıkan film temelli bir peri masalına dönüşüyordu. Kitabın en gerilimli anı olan Yasak Orman'da Voldemort'la karşılaşılan ilk sahne neredeyse sırf müziklerle geçiştirilmişken, en sonunda Profesör Quirrell'ın yanarak su toplayan derileri de küle dönüştürülüp, bedeni izleyen ufaklıkları korkutmayacak şekilde yok edilmişti.

Sırlar Odası :
 
Serinin ilk iki kitabı kısa olduğu için WB. filmleri de aralarını fazla soğutmadan hemen birer yıl arayla gösterime sokmayı planlamıştı. Haliyle 1. filmin gösterime girip de neredeyse tepkileri almasına bile fırsat kalamadan 2. filmin çekimleri de aynı süratle başladı. Sonuç : Kitaba ilkinden daha da sadık bir film...Sırlar Odası süresinin ve sinema dilinin el verdiği kadarıyla neredeyse sayfa sayfa beyazperdeye aktarılmıştı. O kadar ki sevdikleri maceraları perdede mümkün olduğunca kitaptakiyle aynı görmek isteyen fanların en favori uyarlaması hâlâ 2. film. WB. bu filmle birlikte serinin alâmet-i farikasını da yavaş yavaş uygulamaya başladı : Harry'nin yaşı büyüdükçe daha karanlık, daha yetişkin olan filmler. Üstelik tanışma faslı ana hatlarıyla ilk kitapta halledildiği için film de bu sefer maceraya direk geçiyor ve kitabın ilkine göre daha düzlemsel bir çizgide giden hikayesi sinemaya daha rahat bir şekilde uyarlanıyordu. Ancak üçlü yine her yere beraber gidip her şeyi birlikte yapıyordu. Kitaplardaki bütün gelişmeler filme de konulmaya çalışılıyordu. Serinin duygusal temeli havada kalmaya devam ediyordu. 3. filmden itibaren bu duruma bir çare bulunması, bir şeylerin değişmesi gerekecekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder