3 Ocak 2011 Pazartesi

ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI (ELEŞTİRİLER)

11 Temmuz 2007, ABD...12 Temmuz 2007, İngiltere...Yine standart 1.5 senelik bekleyişten, filmin beyin takımında yönetmenden senariste, hatta besteciye kadar yapılan radikal değişikliklerden ve şaşırtıcı bir şekilde serinin en kalın kitabının şimdiye kadarki en kısa film olacağının açıklanmasından sonra, müthiş fragmanların da etkisiyle çok büyük bir merak içinde beklenen 5. film Zümrüdüanka Yoldaşlığı gösterime girdi. 3. film Azkaban Tutsağı'yla yeni bir yöne saparak ciddileşen seri, o yoldan sapmadan kendi içinde ikinci bir yol ayrımına gelmişti. Serinin "Voldemort Öncesi" dönemi kapanmış, "Voldemort Sonrası" dönemi başlamıştı. Hermione karakterinin 4. filmin sonunda söylediği gibi "Artık her şey değişecek"ti. Filmler daha da olgunlaşacak, tempo daha da yavaşlayacak, her bölümde gitgide daha da karanlıklaşan seride sihirli ışıltılar son demlerini yaşamaya başlayıp yerlerini yavaş yavaş dram türüne bırakacaktı. Ve bu yeni gidişat kimilerini memnun, kimilerini de sinir edecekti.

Zümrüdüanka Yoldaşlığı yurtdışında oldukça büyük bir beğeniyle karşılandı. Hatta eleştirmenler cephesinde 4. film Ateş Kadehi'ni de sollayarak 3. film Azkaban Tutsağı'na yakın bir paye kazandı. Örneğin ilk 4 film içinde en çok 3. filmi beğenen The Rolling Stone'nun ünlü yazarı Peter Travers, 5. filmi "serinin en iyi filmi" olarak ilân etti. "Kahkahalar, stresler ve Harry'i sevmeyenleri bile yola getirecek lezzetle serinin en iyi bölümü bu" diye yazdı. Harry rolünde Daniel Radcliffe'in çok etkileyici bir şekilde yeteneğini geliştirip rolünü yaşamaya başladığını not düşen Travers "şeker mi şeker ilk ikisi, çıtayı, ateşi ve titreşimi yükselten sonraki ikisinin ardından 5. Potter hepsinden daha iyi" diye bitirdi. The Miami Herald'dan Rene Rodriguez 4 üzerinden 3 yıldız verdiği filmi ; "yakında 7 film olacak seride ilk defa bir film Harry Potter markası adı altında para basma makinası olmaya hizmet eden bir devam filmi gibi değil, nihayet gerçek bir film gibi hissettiriyor" dedi. The Daily Mail Imelda Staunton ve Helena Bonham Carter'ın performanslarını, Variety ise Alan Rickman'ı özellikle övdüler. O kadar ki Staunton'ın neredeyse tek başına bütün filmi çaldığını belirttiler. Filmi beğenmeyenler cephesinde yer alan İngiliz The Times, "karakterlerinin duygusal gelişimlerini yeteri kadar iyi yansıtamayan üçlünün filmi zayıflattığını" söyledi. San Francisco Chronicle filmin senaryosunu "dandik" buldu, ilk 20 dk.'da yaşanan gelişmelerin filmin geri kalanında olan bitenlere herhangi bir katkısı olmadığını yazdı. The Hollywood Reporter'dan Kirk Honeycutt ise "Yoldaşlık muhtemelen şimdiye kadarkilerin en eğlencesiz olanı. Dikkate değer bazı sahneleri olmasına rağmen sihir - yani sinemacılık sihri - çoğunlukla kayıp" diye köşesine not düştü. 


Türkiye'de 1 ay gecikmeli olarak 10 Ağustos 2007'de gösterime giren film, karışık eleştiriler aldı ama genel görüş yine zayıf bir film olduğu yönündeydi. Atilla Dorsay 4. filmden çok daha başarılı buldu ve Sabah gazetesindeki köşesinde "Imelda Staunton'ın müthiş performansı, Slawomir Idziak'ın müthiş işçiliği derken 5. Harry Potter'ı seyretmek için öncekilerden çok daha fazla sebep var" diye yazdı. Radikal'den Uğur Vardan da filmi beğenmişti ama yine de 3. ve 4. filmlerden sonra biraz daha sönük kaldığını da belirtmişti. Milliyet gazetesinde Alin Taşçıyan, 4. filme yapmadığı şeyi yapıp 5. filme etraflı bir eleştiri yazısı kaleme aldı ve genelde olumlu konuştu. "Anne babaları 70'ler kuşağına denk gelen genç karakterlerin de tuvaletteki hayalet kızı bir kenara bırakıp artık politik meselelere kafa yormaya başladıklarını, filmin ve hademe Filch'in çekicinin Pink Floyd'un - Another Brick in the Wall şarkısına göz kırptığını" yazdı. Ancak iş filmi puanlamaya gelince şimdiye kadar bir Harry Potter filmine verdiği en düşük puanı vererek 2/5 dedi. Sinema dergisi yazarlarından Murat Emir Eren de filmden umduğunu bulamamıştı ve "2007'nin En Önemli 50 Filmi" dosyasında Potter filmlerinin kalitesinin gitgide düştüğünü, beklenen sıçramanın 6. filmde gelmesini umduğunu yazdı.

Fanlar ve sinema seyircileri de "uyarlamalar" bölümünde yazdığım gibi filmden hiç memnun kalmadılar. Zaten bir önceki mesajda belirttiğim gibi fanlar 4. filmden itibaren bir daha asla filmlerden memnun kalmadılar. Zümrüdüanka Yoldaşlığı da Ateş Kadehi'nden sonra yaşanabilecek bir hayal kırıklığı vardıysa, onu aynen yaşatmıştı. Yönetmen David Yates'e demediklerini bırakmayan kızgın kalabalık artık filmlerden tamamen ümitlerini kestiklerini belirten yorumlarda bulunmaya, WB.'un David Yates'e yol vermesi için dua etmeye başladılar. Buna rağmen filmi beğenen kitleler de vardı ve bu kitle, filmi serinin en iyi filmi olarak kabul gören 3. film Azkaban Tutsağı'nın devamı olarak algıladı ve 4. film Ateş Kadehi'nden daha fazla beğendi. Hatta bunca kötü eleştiriyi okuyup sinemaya gitmekten vazgeçen bazı seyirciler filmi küçük ekranda izledikten sonra bu kararlarına bin pişman olduklarını dile getirdiler. Zaten 5. filmle ilgili en dikkat çeken detay da buydu belki. Kitabı sevenler için film aynen 4. film gibi bir fiyaskoydu, kitabı sevmeyenler ya da hiç bilmeyenler içinse serinin en iyi iki filminden biriydi. Yine de genel görüşe göre film çok aksiyonsuz, çok durgun ve sıkıcıydı.
 
Zümrüdüanka Yoldaşlığı yurtdışında beğenildi ve kronolojik sıralamaya uygun bir şekilde 3. ve 4. filmlerden sonra serinin en iyi filmi olarak kabul edildi. Türkiye'de ise bugün hâlâ genel olarak hakkında pek iyi konuşulmayan bir film. Ancak Temmuz 2009 tarihli Sinema dergisinde 6. film Melez Prens'in gösterime girecek olması şerefine bir dosya hazırlayan Ebru Çeliktuğ, yapılan bütün radikal değişikliklere rağmen korkulanın olmadığını ve filmin en az 3. film Azkaban Tutsağı kadar başarılı bulunduğunu söyleyerek 2 sene önce o cenahta yapılmış olan eleştirilere tamamen zıt şeyler yazdı. Önceki iki film için fikirlerin zamanla değiştiğini görmüştük. Kimbilir, belki bir iki-üç sene sonra 5. film için daha bile farklı yorumlar yapıldığını görebiliriz. Filmin Rotten Tomatoes puanı 77/100, Metacritic puanı 71/100.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder